TOPLULUK KADROSU
YönetmenErol Tanbuğ
Oyuncular (Birinci Öğretim)
Barış Gümüştaş - İlkin Çakmakoğlu - Sıla Balcan -Uğur Erdoğan
Onur Avcı - Özgün Şahin - Tutku Karakızlı - Gonca Şanlı
İrem Aydemir - Demet Gültekin - Hazel Güzel - Sinan Yiğit
Cihan Gelen - Hale İyidikici - Tuğba Özbek - Bora Yalın
Gülçin Telli - Nihan Yayla - Doğa Serdaroğlu - Yelda Çelebi
Neslihan Boztunç - Mediha Abdulhayoğlu - Filiz Bekar - Çetin Çakıcı
Özge Kömürlüoğlu - Hatice Gözen - Çağdaş Koz - Öznur Özkan
Melike Dinç - Güldeniz Fırat - Ümmü Güven - Çağdaş Baş
Öyküm Soydere - Özgür Şahinler - Fırat Demir
Oyuncular (İkinci Öğretim)
Ümit Yılmaz - Nihan Yontar - Aslı Sönmez - Didem Ayhan
Gamze Bektaş - Eda Tos - Korcan Korba - Engin Şimşek
Berkay Reçper - Atakan Peker - Demir Karademir - Esen Efeoğlu
Sabiha Demirci - Elvan
Işık
İlkin Çakmakoğlu - Özgün Şahin - Uğur Erdoğan - Mediha Abdulhayoğlu
Dekor
Doğa Serdaroğlu - Onur Bostancı
Orkestra
Evren Karakul - Barış Tunçel - Orçun Aktaşlı
Kostüm ve Makyaj
Sıla Balcan - Doğa Serdaroğlu - Nihan Yayla
LÜKÜS HAYAT
.JPG)
Cemal Reşit Rey ve Ekrem Reşit Rey kardeşlerin yazdığı "Lüküs Hayat", yıllardır kadrosu değişse de seyirciyle aynı heyecanla buluşan bir oyun oldu. Türk toplumunun Batı ile yüzleşmesi ve bu çerçevede yaşanan gülünçlükleri sahneye taşıyan, iki farklı algının yüzleşmesinden ortaya çıkan durumun değişmezlerini 23 yıldır sahnede diri tutan Lüküs Hayat, Türkiye’nin dünden bugüne Batı ile kurduğu ilişkiye kurmacanın diliyle bakmayı bilen müzikal bir oyundur.Oyunun konusu kısaca şöyledir : “Küçük hırsızlıklarla geçinen Rıza ile Fıstık bir zengin evine girince kendilerini kıyafet balosunda bulurlar. İkilinin içine düştüğü bu yeni ortam, batılılaşma özentisinin ortasına düşmüş halktan insanların durumudur.” Oyunda Cumhuriyet sonrası yanlış anlaşılan batılılaşma olgusunun sonradan görme insanlar arasında yarattığı komik durumlar anlatılır. Hayatını küçük hırsızlıklarla sürdürenlerle çıkar ilişkileri içindeki sosyetenin bir araya gelmesinin yarattığı gülünçlükler yer alır.
ASİYE NASIL KURTULUR
1969 yılında Vasıf Öngören tarafından yazılmış oyun. Türkiye'nin en civcivli dönemlerinde yapılan "bize has bir tiyatro nasıl olmalı" tartışmalarının göbeğinde üretilmiş bir metindir.
Ancak bu dönemin heyecanına uygun olarak, oyunun tam olarak Brechtyen olamadığını da görürüz. Malum 60'tan 70'lerin sonuna uzanan süreç Türkiye Tiyatrosu'nun gelişiminin doruğunda olduğu bir dönemdir. Ancak tüm dünyada yükselen Bertolt Brecht ve epik tiyatro trendinin, Türkiye'de ilk başlarda çok da iyi özümsenemediğini görüyoruz. Episodik yapı, yadırgatma efektleri ve şarkılar sanki yazılı bir reçete varmışçasına sahneye uygulanmıştır. Berliner Ensemble ile yürüttüğü çalışmaların ardından ülkeye dönen Öngören'in sinemaya da aktarılmış bu metni de epik tiyatroyu Türkiye'ye uyarlama çabasında olan bir metindir.
Ezilen sınıfın tiyatrosu olarak, kapitalist düzenin yıkılması gerektiğini anlatan epik diyalektik biçimin gerektirdiği sınıf bilinci, bu oyuna tam olarak yansımaz. Ancak yine de kapitalizm ve burjuva düşüncesinin sapkınlığı sonuna kadar sergilenir. Brecht'in kendi oyunlarında da yapmaya çalıştığı üzere, Öngören bize bu sistem içindeyken kurtuluşun (insanca bir kurtuluşun) mümkün olmadığını gösterir. Nasıl olursa olsun, hangi çareyi denerse denesin, Asiye mutlu olamayacaktır.
KANLI NİGAR
.jpg)
Ortaoyununa dramatik yapıyı kazandıran Sadık Şendil' in unutulmaz eserlerinden biridir.
Oyunda, küçücük bir kızken devamlı ezilen, büyüyüp serpilmeye başlayınca da her türlü tacize uğrayan Nigar'ın, erkeklerden intikam alarak hayatını kazanması anlatılıyor. Oyun Nigar'ın evinin yanması ve kendine yeni bir ev aramasıyla başlıyor.
.jpg)
Kanlı Nigar'ın maceralarının yanında aslında Osmanlı Dönemindeki çarpıklıklar konu alınmış oyunda. Aslında her gün bir çok Kanlı Nigar gün içinde bir çok yerde çıkıyor karşımıza ya da dinliyoruz bir yerlerden nigarların hikayelerini. Fakir bir ailenin kızı olan Nigar, zengin, şımarık bir ailenin yanına hizmetçi olarak verilir. Evin beyinden kedisine kadar herkesin tacizine maruz kalan Nigar neden Kanlı Nigar olmuştur? İşin özü bu aslında. Her ne kadar her şeyi yaşamıssa da bir şekilde buna bir dur demenin yolunu hep arıyor ve sonunda da kendi sistemini yazıyor Nigar. Hayatın her yükünü en ağır şekliyle taşımış bir kadın.Ama sonunda taşıtmayı da öğretmiş hayat ona. Ayakları yere sımsıkı basan, asla kendisini ezdirmeyen, aslında tam bir feminist Nigar.
.jpg)